Muharrem’de Niçin Matem Tutulur?

Matem; Farsça’dan gelen bir kelimedir. Çok sevilen değerli bir varlığını veya yakınını kaybetmesi insanın günlük yaşamını etkiler. İnsanlar kederlenir, üzülür, ağlar ve uzun bir zaman bu durumun etkisinden kurtulamaz, eğlenemez, gülemez, neşelenmek istemez. İşte bu şekilde hep günleri üzüntü ile geçirmeye “Yas” veya “matem tutmak” denir.

Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın ölümünden kırk sekiz sene sora insanlık tarihinin en korkunç cinayetlerinden biri işlenmiştir. Üstelik bu cinayet, bütün peygamberlerin kutsal kabul ettikleri ve oruç tuttukları Hicri 10 muharrem 61 Cuma günü (Miladi 10 Ekim 680 tarihinde) insafsızca gerçekleşmiştir. Kerbela’ da kurda kuşa sebil olan Fırat suyu, Kainatın Efendisi’nin sevgili torunları İmam Hüseyin’e ve onun mahsun yavrularına verilmemiş dünyada bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş susuz bir zulüm ve katliam işlenmiştir. Hem de bu salavat getirdiğimiz, şefaat beklediğimiz Peygamberimiz’in evlatlarına yapılmıştır. Onun için Aleviler, Ehl-i Beyt’i çok sevdiklerinden, onlara olan hürmetlerini hiç kaybetmediklerinden, Kerbela Şehitleri’nin acılarını ve sevgilerini yaşatmak amacıyla, Muharrem Ayı’nın birinden on ikisine kadar matem tutarlar.

Muharrem ayı denince Aleviler için yas veya matem ayı akla gelir. Bugüne kadar inancında, sevgisinde, Peygamber Efendimiz’e ve onun Ehl-i Beyt’ine can-ı gönülden bağlı olan Aleviler, onların sevgisi ile sevinmişler, kederi ile kedelenmişlerdir, acılarına ağlamışlar, gördükleri zulme de yas tutmuşlardır.

Muhammed Mustafa’ya ve Ehl-i Beyt’ine inanıp iman edenler, Peygamber torunlarına yapılan bu zulmün acısını hiçbir zaman unutmazlar. Hele Muharrem ayı gelince o zulmün acısını kendilerine yapılmış gibi hissederler.

On iki gün oruç tutarak; düğünlere, eğlenceli yerlere gitmezler, düğün nişan yapmazlar, su içmemeye çalışırlar. Eşler özel hayatlarını mateme göre düzenler, fazla sulu yiyeceklerden güçleri oranında sakınırlar. Yaşadıkları ortama göre, imkanları el veriyorsa tıraş olmazlar. İştahlarının çektiği güzel ve etli yemekleri yemezler. Nasıl ki yakınlarınızdan birini kaybeden insan, onun acısı ile bir zaman kederli, üzüntülü günler yaşıyorsa işte on iki gün oruç boyunca da aynen öye yaşanır.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir